27 Nisan 2013 Cumartesi

Yağlı Boya Çalışmalarım



Fizikçi ve Makine mucidi “Ebul-iz İsmail Bin Rezzez El Cezeri” tarafından XII. Yüzyılda kazıma tekniği ile tunçtan Cizre Ulu Camii iç kapısının tokmakları olarak yapılmıştır. Sfenks ejderler badem gözlü sivri kulaklı kanatlı yaratıklara benzetilmiş ve birbirlerinin kanatlarını ısırır şekilde yapılmışlardır. Gövdeleri yılan derisine benzetilmiştir.

Ejderlerden biri Dicle diğeri Fırat nehrini ortadaki arslan başı Cizre insanını alt bölümdeki kartallar ise savaş gücünü simgeler.

Cizre Ejderleri Ulu Camii kapısında kapı tokmağı şeklinde sağlı ve sollu olmak üzere iki adet iken, Ejderlerden bir tanesi 1969 yılında Danimarka’ya kaçırılmış olup diğeri ise İstanbul Türk İslam Eserleri Müzesinde sergilenmektedir. 

25 Nisan 2013 Perşembe

Hayattan Alıntılar

Ne yazık ki artık kötü şeyler hissediyorum sanki sıramız gelmiş gibi…

Eğer ölemiyorsan, yaşamaya mecbursun. “Ben uzakta durayım” demek gibi bir şansın yok. Er ya da geç…  Çin de bir kelebek, kanat çırpsa, sen rüzgârını buradan hissedeceksin. Eğer inanıyorsan, biliyorsun; tüm acılar, tüm mutluluklar eşit bir şekilde toplumlara, insanlara dağıtılmış.
Baskıyla susturuluşun sonunda, sessizce yok oluşun ilk adımları atıldı. Belkide bahar olmasına rağmen hala mutsuz oluşumuzun sebebi budur.
Her asrın büyük savaşları ve büyük kayıpları varsa eğer ve hissediyorsan dünyanın yine bir savaş kusma zamanı gelmiş. Ülken artık hazır ve mecbursun içinde olmaya…
Ne uzak yerlere kaçmak, ne dört duvar arasına kapanmak ne de gözünü yummak, kulağını tıkamak… Hiç biri çözüm değil… Sen de payına düşeni alacaksın. Şiddete sustuğun kadar sende şiddet göreceksin ve çok uzakta yaşanan o savaşlar ana haber bültenlerinde izlediğin 30 saniyelik görüntülerle kısıtlı kalmayacak ve belki de hayallerimdeki o çaresiz kadın “Yok mu bir kurtaran?” diye yalvarırken semaya,  acın belki de benim acım olacak…
Ben savaşları hep kışa yakıştırırdım oysa tarihte, en büyük savaşlar hep baharda başlar. Sebebini anlamadığın bir şekilde insanlar birbirine kin duymaya başlar. Kavgalar, düşmanlıklar, haksızlıklar ve burnuna gelir kan ile karışık barut kokusu sonra ben hiç almadım ama hissediyorum yanık insan derisinin kokusu…
Ki, artık onurunu kaybetti savaşlar ve bir kadın için savaşıldığında kutsaldı aslında. Şimdi ise savaşın adı “KATLİAM” güçlü gücünün yettiğine zulüm eder, acırsan sende ölürsün ve artık haklı olmak, inançlı olmak bir savaşı kazandırmaz. Artık kapitalizmin sözü geçer ve paran kadar kazanırsın. Paran yoksa sadece bir piyon ve kıyıda kalmış bir figüransın…
Hissettiğin bu huzursuzluk kendi kendine sorular sorduracak; “Değer mi?” “Devam etmeye değer mi? Kazanmaya değer mi? Çocuk yapmaya değer mi? Ev almaya değer mi? Yaşamaya değer mi?” Bilmiyorum değiyor demek ki, bu yüzden sürekli izliyoruz, kucağında çocuğu ile ağlayan anne ya da açlıktan öleceğini bile bile doğurulan bir başka çocuk, ya da işkence görmüş bir başka adam, yada savaşan çocuklar. Sanki bir fırıncının her sabah dükkânını açıp ekmek yapması ne kadar normalse birilerinin de öyle olması gerekiyor gibi… Ve sonrada başka birileri izlemeli onları uzaktan içi acımalı ama bir şey de yapmamalı???
Gerçek yok oluşa kadar bu böyle devam etmeli… Ne yazık ki artık kötü şeyler hissediyorum sanki sıramız gelmiş gibi…
24.4.13


10 Nisan 2013 Çarşamba

Hayattan Alıntılar


Bir Yorum Yazısı TC

Şu an Suriye de Müslümanlar birbirini katlediyor. Bu Dünya nın umurunda mı sanıyorsunuz?Müslümanlar zahmetsizce birbirini yok ediyorken siz bu ülkeyi bölmek istiyorsunuz.
Devlet olmak adına tarihte hiç bir deneyiminiz olmamasına rağmen bir KÜRDİSTAN kurmak istiyorsunuz, bunu başardığınızda ABD ve İsrail e KUL olmuş olacaksınız. Çünkü sizi onlar destekliyor. Bedavaya mı? Onlar size özgürlük verir mi sanıyorsunuz? Yapmak istediğiniz bölünmenin amacı ABD nin " PARÇALA VE YOK ET" politikasının sonucudur. Hepimiz kandırılıyoruz.
ABD ile anlaşıp bu vatanı kendi çıkarları için satan hainler, bu ğlkenin sahte liderleri, TÜRK ULUSU bu senaryoları tarihin başından beri biliyor.
Bu işin sonunda elinizde kalan tek şey daha fazla kan dökmek ve kendi özgürlüğünüzü satmaktır, inançlarınız ile beraber kendi ananızı, bacınızı kendi ellerinizle ABD - İsrail askerinin altına vermekten başka bir şey değildir. Bunu yakın geçmiş de Afganistan ve Irak da gördük.
Siz son bir yıl içinde Afganistan dan bir haber aldınız mı? Orada bir yıl içinde ne kadar çocuk doğdu biliyor musunuz? Ne kadarı Afgan biliyor musunuz? Afgan halkının soyu kırıldı. Ya bizim sonumuz? Kürtlerin ve Türklerin sonu? Hemde birbirimize bu kadar kaynaşmış, kemiklenmişken...
Ne olduğunu bilmeden girdiğiniz bu mücadele TÜRK MİLLETİNE tarihte bir yeni sayfa daha açacak Allah ın izniyle. Çünkü biz SAVAŞ mıyoruz, değerlerimiz uğruna ÖLÜYORUZ. Siz savaşmayı biliyor musunuz? Haince tuzaklar mı kurarsınız yoksa? Yoksa savaşmayı bilmediğiniz için mi yıllardır ekmeğini yediğiniz yuvanızı satıyorsunuz? Yakında o yuvada olmayacak elinizde. Size sunulan sadece boş vaadler.
Yeni Türk nesli? ve Kürt nesli siz böyle man kafa oldukça bu hayat size acı acı daha çok şey öğretecek.
Bu gidişe son vermek bizlerin elinde. Nede olsa hepimiz hala özgürüz.